17:04

ÇALIŞAN ANNE OLMAK : (


Çalışan anne olmak çok zor, aman çalışmayın, çok yorucu v.s gibi klişeleşmiş sözler ile başlamayacağım. Sadece anlatacağım çalışmayı ve oğlumu nasıl bir arada idare etmeye çalıştığımı. Zaman zaman bocalamalarımı, özlemlerimi, yaşayamadığımız ve ömrümüzden eksilen günleri....
Çalışıyorum Arda 6 ayını bitirdiğinden beri. Buna nasıl karar verdim önce buradan başlayalım. Aslında hiç istemiyordum. Bir bebeğim olursa tereddütsüz işimi bırakırım ve onunla yalnızca onunla ilgilenirim diyordum ama ne yazık ki bazen hayatta herşey insanın istediği gibi gitmeyebiliyor. Evleneli henüz bir yıl olmuştu ve biz en az 4-5 sene sonra planlıyorduk çocuk sahibi olmayı. Bu iş planla olmuyor elbette ama en azından o süreye kadar olmasını istemiyorduk. Fakat hayatın cilvesi ki üzücü bir hastalık sonucu eğer en kısa zamanda bebek sahibi olmaz isek bir daha riskli olabileceğini söyledi bir doktor ve korktuk. Başka bir doktora daha danıştık ve böyle bir risk olmadığını ne zaman istersek bebeğimizin olabileceğini söyledi. Ancak ilk doktorun söyledikleri de hep kulaklarımızda çınladı bir süre ve en sonunda böyle bir riske girmek ve ileri de vicdan azabı çekmek yerine çocuk sahibi olmaya karar verdik.
Ama ben daha yeni işe girmiştim ve işimden de çok memnundum. Nasıl olacakta işimi bırakacağım diye düşündüm durdum hamileliğim boyunca. Normal süreye göre son 4 hafta kalana kadar çalıştım ama oğlum aceleci davranıp 3 hafta erken gelince yalnızca 1 hafta evde dinlendikten sonra doğum yaptım. 6 ayımızı yaz olması sebebi ile dolu dolu geçirdik gezdik eğlendik neler yapmadık ki...
Hem oğluma daha iyi bir gelecek sağlamak, hem de işimi kaybetmek istemememden dolayı çalışıyorum işte. İş imkanlarım, çıkış saatlerim de çok uygun, evimle işyerim de yakın,fazla zorluk çekmiyorum gidip gelme konusunda. Annemde benim evin arası 200 metre falan ( ah bir de o yokuş olmasa ) yol çok kısa ama yokuş yukarı olduğu için biraz zorlanıyoruz Allah'tan sabah babası götürüyor akşam ben alıyorum.
Emzirme konusuna gelince gündüzleri ve gece doymadığı zamanlarda biraz mama takviyesi ile hala emzirmeye devam ediyorum. Bırakmadı oğlum hala ve bırakmasını da istemiyorum zaten. Emdiği sürece emzireceğim.
Biliyorum biraz zorlanıyorum, bocalıyorum hem eve ,hem oğluma, hem işe yetişmek konusunda ama mükemmel olmaya da çalışmıyorum. Sadece oğlum için en iyi olanı yapmaya çalışıyorum o kadar. Gerisini boşveriyorum bazen. Varsın bir gün de temizlik yapmayıvereyim, bir günde yemek kalsın, ortalık dağınık olsun hiç önemli değil. Yeterki oğlum mutlu olsun. Bu benim için yeterli. Bir gülüşü ve bana anlamlı bir bakışı bütün herşeyi unutturuyor bana. Akşam eve gidiyorum beni görünce nasıl gülücekler atıyor nasıl seviniyor var ya, bu en güzeli işte. Ben onu öpüyorum o da henüz öpmeyi bilmediği için beni yalıyor : )
Şimdi eve gitmeyi ve ona kocamaaaaaan sarılmayı sabırsızlıkla bekliyorum : )))))))

12:15

BAŞKA NE KALDI OYNAYACAK ?


Bu çocuk beni akşamları çok güldürüyor yaaa! bütün günün stresini yorgunluğunu onu görünce unutuveriyorum. Bu seferde kendine böyle bir oyuncak buldu. Bildiğiniz kepçe. Hele bir de surat ifadesine bakın. Çok büyük bir zafer kazanmış. Mutfak çekmecelerini de karıştırmaya başladı artık . Emekliyorsa alt çekmeceleri, yürüteçte ise üstteki çekmeceleri bir güzel karıştırıyor ve artık dişine göre ne bulursa alıyor sallaya sallaya geziyor evin içinde . Bu günlerde en büyük zevki bu.
Bundan başka bir zavki daha var, evde bana terlik giydirmiyor. Ne zaman terliği ayağıma geçirsem emekleyerek ayaklarıma dolanıyor ve terliklerimi yemeye çalışıyor ve bana iş yaptırmıyor. Ben kaçıyorum o peşimden geliyor ve evde kovalamaca oynuyoruz. Terliklerim hep rengarenk olduğundan dolayı heralde ilgisini çekiyor. "Oğlum yapma, dur, pis, elleme, hayır , olmaz " diyene kadar yapışıyor ayaklarıma.
Bu arada oyuncak arabanın nasıl sürüleceğini öğrendi arabayı emeklerken ileri geri sürmeye çalışıyor. Bu yumurcaklar her gün yeni bir şey öğreniyor, çocuk büyütmenin en güzel taraflarından birisi de bu olsa gerek...

14:36

İŞTE BEN : )


Profil yazım pek içime sinmediği için kendimden daha uzun ve ayrıntılı bahsetmek istedim. Onu da hatıra olarak silmedim. ilk yazımdı çünkü o.

Şimdiiii....... Hülya kimdir? Neleri sever? Neleri sevmez? Kimleri sever? Kimleri sevmez? Ne iş yapar? v.s....... Bunlardan bahsetmek istedim biraz , ben çünkü gezdiğim bloklardaki arkadaşlarımı bir süre sonra merak ediyorum ve tanımak istiyorum ve kendim için de aynı şeyin geçerli olduğunu düşünüyorum.

1985 istanbul, Şişli de doğmuşum. Çok ağlayan, hiç susmayan, annemi çileden çıkaran bir bebekmişim. Şimdi de çok ağlarım ama demek ki o günlerden kalma bir alışkanlık bu bende : )
İstanbulda doğdum, İstanbul da büyüdüm. Babam da istanbul da doğmuş. Öyleyse ben İstanbulluyum. Aman ne çok İstanbul dedim yaaaa! Dedeler, anneanneler, babanneler çok karışık şimdi saymaya kalksam içinden çıkamayız. Balıkesir var, nevşehir var, izmit var, daha var da var. Ben istanbulluyum işte önemli olan da bu. Ya da insan insandır zaten nereliymiş nerde doğmuş, hangi mezheptenmiş v.s bunlar boş işler bana göre. Hepimiz insanız... Değil mi? aksini iddia eden var mı?

Hacı Arif Bey İlk Öğretim Okulunda ilk öğretimi tamamladım. Lise eğitimimi Selçuk Anadolu Meslek Lisesinde aldım. Ağırlama ve Gıda Teknolojisi idi bölümüm. Üniversitede de bundan farklı bir bölüm seçmedim. Çünkü işimi çok severek yapıyorum. Neyse İstanbul Üniversitesi AVCILAR KAMPÜSÜ'nde Gıda Teknolojisi eğitimimi tamamladım ve okulum biter bitmez de iş hayatına atıldım.

Bir kaç iş değiştirdim. Hep 1-2 aylık deneyimlerdi. Kafama göre bir iş bulamadım. Bu arada lise son sınıfta falandım nisan 26-27 2003 senesiydi eşim ile tanıştım. 1 sene arkadaşlık ettik, 1 seneye yakın nişanlı kadık ve 2 sene 3 aydır da evliyiz. Çok mutlu bir evliliğim ve bildiğiniz gibi ARDA isminde bir oğluşum var. Eşimin ismi ÇETİN. Erkek kuaförü. Kendi işi ortaksız tek başına kafası rahat çalışıyor.

3 kardeşiz. Bir abim ve bir kardeşim var. Babam vefat edeli 5 sene oldu. Annem kardeşim ve abim birlikte yaşıyorlar ve oğluşuma da sağolsun annem bakıyor.

Neleri severim'e gelince. Herkesi herşeyi, kısacası yaşamayı, zararsız insanları, içinde kötülük olmadan konuşan paylaşan insanları, yürüyüş yapmayı,yemek yapmayı, gezmeyi,dolaşmayı, (özellikle son zamanlarda arda'yı arababasına koyupta çıktığımız yürüyüşler en büyük zevkim),eşimi, oğlumu, ailemi, arkadaşlarımı v.s..... severim. İçinde iyi niyet besleyen, karşılıksız iyilik yapabilen herkesi severim. Hee bir de arkadaşlarla toplanıpta pasta, börek eşliğinde yaptığımız sohbetleri, balkon keyiflerini, akşamları çayımızı demleyip oturup içerken dertleşmelerimizi çoooook severim. Market alışverişini de çok severim, beni bıraksalar saatlerce bişey almasam bile dolaşabilirim marketlerde. Pazarda dolaşmayı da çok severim. Çok fazla ihtiyacım olmasa da taze sebze meyve almak için en az haftada bir kez imkanlar dahilinde havalar iyiyse pazara giderim mutlaka.

Şu anda bir catering firmasına bağlı 7 mutfaktan birinde, İşletme yönetmeni/Üretim sorumlusu görevi ile çalışmaktayım. 2 seneye yakındır aynı işyerindeyim. İşimden memnunun 6 aylık doğum iznim hariç uzun süredir buradayım ve çok ani bişey çıkmaz ise daha uzun bir süre de burada olmayı planlıyorum hayırlısı ile .

İşte böyle daha yazacak bişey gelmedi aklıma zaten hergün blogu güncelliyorum ve kendimden hayatımdan çoğu şeyi paylaşıyorum bu kadar yeterlidir diye düşünüyorum.

Herkese sevgiler.........

15:16

MEYVE CANAVARI


AMAN ELMASINI ALMAYIN ELİNDEN : )


SANKİ ONU ÖYLE BÜTÜN BÜTÜN YİYEBİLECEKDE!


YER Mİ YER VALLA BU ÇOCUK MİLLETİNDEN GÖZÜM KORKTU BENİM : )

14:48

HAFTA SONU : = )


Bu hafta sonunu fazlasıyla hareketli geçirdim. Güzeldi aslında uzun zaman sonra kendim için bişeyler yapabildiğimi farkettim en azından...
Üzücü bir olayla başlayacağım ne yazık ki! ama hafif atlatılmış üzücü bir olay. Cumartesi günü işe gelmiştim herşey normal kahvaltı yapıyordum. Eşimden telefon geldi. "Çocuk yataktan düştü" diye. Tahmin edersiniz ki kafamdan aşağı kaynar sular döküldü ve üç saniye içinde ne senaryolar kurdum bir ben bilirim. Ben önce kendi beşiğinden düştü sandım, çünkü uzun zamandır bunu düşünüp kuruyorum hep kafamda ya sabah kalkar da uyandığı zaman ses çıkarmadan kendini aşağı falan sallar da düşer diye. Çünkü hareketlendiğinden beri çok korkusuzlaştı. Ne olur sonu diye düşünmüyor aklı ermiyor. Neyse ki bizim yataktan düşmüş o daha alçak o yüzden neyseki diyorum, babası sabah giydirmiş anneannesine götürmek için ayakkabısını almak için yan odaya geçmiş, yatakta bırakmış, tahmin etmemiş düşebileceğini.....
Bebekleri melekler korur derler ya gerçekten doğru bir söz hiç bişey olmamış, ben önce korktum içten bişey olabilir diye ama annemi çağırdım, siz nerelerden düşmediniz ki dedi. Beni rahatlattı, bana kalsa hemen hastaneye gidecektim, nasıl düştüğünü de görmediğim için rahat edemezdim. Kafasın da da şapka varmış, birazda onun etkisi ile bişey olmamış bal böcüğüme. Ama babası da bende büyük bir korku yaşadık.
Resimde anneannesinden alıp eve geldikten sonraki halini görüyorsunuz. O iplik neden ağzında diye soran olur diye söyleyeyim dedim, yolda gelirken ağzına gelmiş nasıl olduysa yarım saatten fazla uğraştım onu çıkartmak için. Resmen iplik ile bütünleşti. Ağzından aldığım anda bağırmaya başlıyordu. Tadını çok beğendi demekki bücür. Bir de hüp hüp içine çekişi var ki görseniz gülme krizine girerdiniz.
Bu hafta sonu bana uzun zamandan sonra izin verdi ve bende pazar akşamı evde biraz toparlama yaptım, dolapları düzelttim, küçülen çamaşırlarını kaldırdım v.s yani kafama takılan toparlama işlerinden çoğunu yaptım. Rahatladım. Ben ki düzen hastasıyımdır. Ama ARDA doğduktan sonra bu huyumdan vazgeçtim çünkü çocukla pek mümkün olmuyor ben o işlerle uğraşırken onunla ilgilendiğim zamandan çalıyormuşum gibi geliyor zaten kısıtlı zaman geçiriyoruz.
İnşallah ileride çoooooook çooooooook uzun zamanlar geçireceğiz beraber. Heeee bir de minnoşumu parka götürdüm pazar günü salıncakta bir gülüyor ki içim eridi. Makinam yanımda olmadığı için resim çekemedim ama en kısa zamanda bir daha gidip resimleyeceğim.

14:31

YÜRÜYÜŞE ÇIKIYORUZ YAVAŞ YAVAŞ : )

benim minnoşum yavaş yavaş yürüme ve düşüp kafa göz kırma deneyimlerine başladı sehpayı tek elle tutup ara ara bana doğru gelmeye çalışıyor ama gelme deyince vazgeçiyor. Karşıda oturan da annem videoda görünmemek için kaçıyor, ciyak ciyak bağıran da kardeşim Efekan onun resmini de koyacağım ilerleyen zamanlarda inşallah. Efekan'ı çok seviyor ARDA. Eeeeee nede olsa dayısı bir de 12 yaşında olması sebebi ile yaşı kendine en yakın olanı da o. Zaten gülüşlerinden de anlayacaksınız.....

Bu arada makinenin ayarı bozukmuş acil çektiğim için karanlık olmasına bakamadım sonrakiler daha iyi olur inşallah. Bir de yine bir yürüme deneyiminde az önce düştüğü için yüzü hafif kızarık bebişimin ölürüm ben ona : )

12:47

ESKİ GÜNLERDEN BİR GÜLÜŞ : - )


Bu gün ne kadar güzel bir gün değil mi?

Sanki yazdan kalma bir gün gibi. Güneş insanın içini ısıtıyor resmen. Şu an ofisimdeyim ve arkamdan klavyeye vuran bir ışık demeti eşliğinde yazımı yazıyorum. İçim çok ferah bugün hafiflemiş hissediyorum kendimi. Bu gün eskilerden bir foto çok hoşuma gitti bloguma eklemek istedim. Gülmek ne kadar da yakışıyor bu yumurcaklara değil mi? Keşke her zaman gülseler : =)
Bal böcüğüm dün ilk yürüme deneyimlerine başladı biz de tabi gülmekten kendimizi yerlere attık. Resmen sanki yürüyebilecekmiş gibi kendine nasıl bir güveni var anlatamam, sehpaya tutunuyor hatta bazen tek eli ile tutunup ileri doğru gelmeye çalışıyor ama gelme gelme deyince vazgeçip kendini kolluyor. Tabi kollayamadığı zamanlarda oluyor o arada pat kendini yerde buluyor. Kendine güvenini kaybetmemesi için çok dikkat ediyorum ama bazen insanın ellerinden kayıp gidiveriyor. Dün böyle bir düşme deneyimi yaşadık. Allahtan ufak bir hasar ile atlattık ama çok korktum. Minişim de korktu tabiki, kaşı hafif şişti ve kızardı ama neyseki kalıcı bir şey değil yarım saat içinde kaybolup gitti.
Çok harektelendi bu günlerde hiç yerinde durmuyor oturtuyorsun iki saniye içinde tekrar emekleme pozisyonuna geçiyor. Bir de geceleri uyku problemimiz var uyuduktan yarım saat sonra bağıra bağıra uyanıyor ve tekrar uyutmak için bayağı bir çaba sarf etmek gerekiyor. Bunu her gece tekrarlıyor nedenini bir türlü çözemedim saat gece 00:00 olana kadar tam olarak derin uykuya dalmıyor benim yatmadığımı mı anlıyor bilmiyorum? Aslında gürültü de yapmıyorum ama demek ki seziyor. Bebeklerin sezgileri çok kuvvetliymiş ya. Ondandır herhalde. Neyse bu günler de geçer elbet diye umuyorum. Bu da bir dönemdir ve biter ama bizim bir de diş maceramız olacak tembel daha çıkartmadı da : )
Dün mailime gelen bir yazıyı paylaşmak istiyorum sizinle çok duygulandım okurken içim sızladı resmen ya ben olsaydım diye düşündüm işte annelik bu galiba: (
Bir annenin hasta çocuğu için yazdığı bir yazı:
Sadece bu sabah için,
içimden aglamak geldigi halde yüzünü gördügümdegülümseyecegim.
Sadece bu sabah için,
ne giymek istediginin seçimini sanabirakacagim,gülümseyerek ne kadar yakistigini söyleyecegim.
Sadece bu sabah,
çamasirlari yikamaktan vazgeçip seninleparktaoynamayagidecegim.
Bu sabah bulasiklari lavaboda birakip,
bulmacanin nasil çözüldügünü banaögretmeni izleyecegim.
Öglenden sonra telefonun fisini çekip bilgisayarikapatacagim vearka bahçede oturup seninle köpükten balonlar uçuracagim.
Bu ögleden sonra dondurma arabasi için çigliklar attigindasana hiç kizmayacagim ve gelirse bir tane alacagim.
Bu ögleden sonra büyüdügünde ne olacagin hakkinda hiç canimi sikmayacagim yada seni ilgilendiren konularda ikinci bir düsünce üretmeyecegim.Bu ögleden sonra kurabiye pisirirken bana yardim etmene izin verecegim ve çalismayacagim.
Bu ögleden sonra Mc Donald's a gidecegiz ve iki tane çocuk menusu isteyecegiz ki,iki oyuncak alabilesin.
Bu gece seni kollarimda tutacagim ve nasil dogdugunu seni ne kadar çok sevdigimi anlatacagim.
Bu gece küvette sulari siçratmana izin verecegim ve sana hiç kizmayacagim.
Bu gece geç saate kadar oturmana ve balkonda oturupyildizlari saymana izin verecegim.
Bu gece yanina uzanip en sevdigim TV programlarini birkenara birakipparmaklarimi saçlarinda dolastirirken bana en büyük armagani verdigi için Tanriya sükredecegim.
Kayip çocuklarini arayan anne ve babalari düsünecegim. Yatak odalari hastane odalarinda donuk bakislarla, daha fazla içlerinde tutamadiklari çigliklariyla hasta çocuklarini seyreden anne-babalar düsünecegim.
Ve bu gece yanagina iyi geceler öpücügü için biraz daha uzun tutacagim kollarimda.
Tanriya senin için tesekkür edip bize yalnizca bir gün daha vermesi için yakaracagim.....

17:52

BİSKÜVİLİ PASTACIK


Bu gün ne kadar çok yazı yazdım ben ya! eee tabi uzun zamandır vakit bulup blog oluşturmak istiyordum da fırsat bulamıyordum. Biraz fırsat bulunca yazdım da yazdım inşallah devamı gelir. Oğlumdan fırsat buldukça ufak yemek, pasta, börek, belki bebek yemekleri v.s gibi şeyler de yazmak istiyorum.

3-4 gün önce kolay bir pasta yapmış ve resmini çekmiştim. Bloguma renk gelsin diye eklemeye karar verdim. Aslında çok kolay bir tarif herkes bilir ama ben yine de biraz renk olsun diye tarifi yazacağım. ( Belki bilmeyen vardır. Tatlı krizinin en büyük kurtarıcısıdır.)

Tarif şöyle:

Malzemeler:

  • 2 paket petibör bisküvi

Kreması için:

  • 4 yemek kaşığı un
  • 4 yemek kaşığı nişasta
  • 5 yemek kaşığı kakao
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 lt süt

Arasına ve üstüne koymak için:

  • 2 adet muz
  • 250 gr kadar vişne
  • biraz ceviz (iri şekilde)
  • hindistan cevizi
  • elma kabuğu ile gül yaptım üstüne istediğiniz herşeyden süs yapılabilir.

Tarif:

  • İlk önce krema için gerekli olan malzemeler kuru olanlar birbiri ile karıştırılır.
  • sonra soğuk süt ile eritilir.
  • ocağa alınır ve kaynayıp iyice pişene kadar karıştırılır.
  • sonra bir kat bisküvi, bir kat krema olmak üzere yarıya kadar gelinir ve arasına muz koyulup diğer yarısına devam edilir.
  • en üste de krema sürülerek istenilen şekilde süslenir ve afiyet ile yenilir.

Not: Bu krema kıvamı çok iyi tutan ve her çeşit pasta için kullanılacak bir krema pandispanya hazırlayıp onunla da kullanabilirsiniz.

AFİYET OLSUN : )

YENİ TARİFLER YAPTIKÇA PAYLAŞMAYA DEVAM EDECEĞİM.

15:29

NE YAPIYOR BU YUMURCAK SİZCE!!!!




Bence ne yapıyor?

Bilmem ki ! beşiğin kenarından kafasını dürtüp duruyor ama ne yapmaya çalıştığını hala kestirebilmiş değilim. Her uyandığında yaptığı hareket budur benim akıllı oğlumun bir gün oradan kafasını sokacak sıkışacak diye ödüm patlıyor. Aslında aşağıya yastık koymak lazım her ihtimale karşı : )

Bu bücürükleri anlamak imkansız değil mi? İnsanın hayatı nasılda değişiveriyor bir anda bu yaramazlar hayata dahil olunca : ) Çocukla hayat ne kadar zor desem diyim yaşamayan bunu asla ama asla bilemez. Hayat bir anda bir ufaklığın ( o benim herşeyim ) etrafında dönmeye başlıyor. Mesela:
  • Sabah kalktın kahvaltı yapacaksın saat ona göre ayarlanır uyanıksa oyalamak için çareler düşünülür, uyuyor ise ( çok nadir ) kalkmadan bir an önce bitsin diye dua edilir ve boğaza bir güzel dizilir.
  • Kalktı mı? Altını değiştir , üstünü değiştir, karnını doyur, oyunlar oynat, o arada öğle yemeğini hazırla ki acıkıp feryat figan ağlamasın( benim oğlumun huyudur acıktı mı ortalığı birbirine katar, durdurana aşk olsun , ancak boğazından 1 lokma geçer susar )
  • Fırsat bulursan biraz evi toparla.( öyle cam silmek , evi süpürmek, toz almak v.s gibi aktiviteler çok zooooor )
  • Öğle uykusuna yatır tam biraz uyur da rahatlarım derken 15 dk uyuyup kalksın acıktım diye bağırınsın.
  • Oynat,zıplat, gezdir v.s
  • Bu arada sen hala kahvaltı yapmamış olabilirsin muhtemelen ayakta atıştır canım allahallah!
  • Öğle yemeğini yedir
  • Biraz dinlenebilirsin belki uykudan sonra biraz oyun oynar karnı da tok olduğundan rahattır.
  • Sonra 1 postada öleden sonra uykusu uyusun ( ne kadar uzun uyuyacağını allah bilir)
  • Uyanmasın biraz dinleneyim diye dualar et sonra içeriden bir ses takır tukur beşik sallanıyor yukarıdaki resimlerdeki görüntü ve "eeeeeeeeeeeeeeeeee" sesi yada " ba-ba-ba-ba " son zamanlarda da " an-ni" "an-ne-ne-ne-ne" ya da yeni bişey türetmiş ama anlamını bilmiyorum. " di-gu-du-gi " bunu uzatıp duruyor dil de yarıya kadar dışarıda.
  • Sonra akşam yemeğini yedir.
  • Oynat,oynat ve yine oynat....
  • Sonra en kötüsü gece uykusu eziyeti ( kabusu desek daha doğru olur ) salla salla uyumaz ( her zaman değil ama en az hafta da 2 kez olur )
  • Uzun uğraşlardan sonra uyut ama yarım saat sonra nedensiz bir şekilde uyansın gecenin 10 yada 11'inde. anlamıyorum bunu!
  • En sonunda uyur ve gece bana kalır ama ondan sonra zaten benim de uyumam lazım.

İşte bizim bir gün hikayemiz bunlar sadece aklıma gelenler zoooor işte anacım zor çocuk bakmak bana diyorlar ikinciyi de yaparsın ama imkansız gibi geliyor bana. Yine de böyle bir yumurcağa sahip olduğum için Allah'ıma binlerce kez şükrediyorum.

İyiki varsın BAL BÖCÜĞÜM!

10:44

MASUM GÖRÜNÜMLÜ CANAVAR : )




Şu yukarıda görmüş olduğunuz masum yüzlü canavar var ya... Beni dün gece çok üzdü. uyumadı nedense anlamadım bir türlü. biraz gaz problemi var galiba ama nedenini de anlamıyorum 8 aylık oldu ama hala geceleri ağlayarak uyanıyor ve uzun bir gaz çıkardıktan sonra uykusuna devam ediyor. nedenini çözmeye çalışıyorum. rezene veriyorum bir süredir rahat etsin diye ama alışmasını da istemiyorum o yüzden biraz kısıtlı veriyorum. biz 2-3 aylıkken bile böyle gaz problemi yaşamamıştık.

Bir süredir emekliyor ve dolayısı ile yerlerde geziyor acaba bu yüzden taşlardan soğuk mu alıyor diyorum ama ona da çözüm yok elini kolunu bağlayamam ki. illa ki gezecek. dün izinli günümdeydim. Süt iznimi haftada bir gün kullanıyorum. beraber çok güzel bir gün geçirdik. yeni emeklemesi nedeni ile bol bol kafayı biryerlere vurdu. "Heryere o küçük kafasını sokmasa öyle olmayacak ama nerde muzurluk arda orada." İşte resim mutfağa doğru yol almış çekmeceleri falan karıştıracak bir de kapanan tahta sandalyelerim var mutfakta onu üzerine düşürecek. " Nasıl yaptı bilmiyorum ama bir anlık dalgınlığımdan faydalanıp dün o koca sandalyeyi üzerine düşürmüş bir yerine bişey olmamış allahtan ama korkmuş nasıl ağladı"



ilk emekleme maceraları uzun bir süre göbeğinin üstünde süründü ve ben bu çocuk emeklemeyecek herhalde keşke emeklese derken bir de baktım "pıtış pıtış" gidiyor. sonra tahmin edersiniz pişman oldum tabiki : )

( resimlerin üzerindeki tarihler yanlış olabilir çünkü her zaman makinenin tarihini doğru ayarlayamıyorum aceleden)


08:56

BÖCÜĞÜM 4 AYLIKKEN...


Biraz da eski resimlerden koymak istedim. aslında eski daha çok resmi var böcüğümün ama burada ki bilgisayarımda kayıtlı değil. Daha sonra buna da yükleyip ufacık hallerini de yayınlamak istiyorum. Bizim böcük 4 aylıkken erdek ocaklar köyüne tatile gitmiştik. çok güzel bir tatildi. ARDA yokken gittiğimiz yerlerden çok daha güzeldi. feribotta yer bulamadığımız için otobüsle gitmek zorunda kalmıştık. 5 saatlik otobüs yolculuğu yaptık. oğlumun gece uykusu o zamanlar çok iyiydi o yüzden gece çıktık yola ve gece boyunca uyumuştu otobüste. Bebek çantasının içinde. benim kucağımda... sabah 09:00 da indik hala uyuyordu yani. tatilde güzel geçti denize de sokmuştuk böcüğümü... 4 aylık bücürük nasılda kollarını bacaklarını çırpıyordu. Aslında bunların hep resimleri videoları var ama bi gün yüklersem koyarım. şimdi o tatil resimlerinden 1-2 tane koyacağım ama sadece oğlum var şu anda o resimlerde çok hoşuma gittiği için bilgisayarıma yüklemiştim. Hayatımda unutamayacağım bir tatil anısı olarak kalacak tabi ki böcüğümle beraber...

08:41

UZUN ARADAN SONRA!

ne yazık ki işyerimden bloğuma giriş yapamıyordum. bugün nasıl olduysa açmışlar da bir iki kelime yazabiliyorum. sınırlı internet burada. en çokta burada vakit geçirdiğim için yazamıyordum hiçbirşey ama umuyorum ki bundan sonra kapanmaz ve ben de bundan sonra uzun uzun yazılar yazıp oğluşumun resimlerini de ekleyerek yayınlarım.

Buradan bir kişiye de teşekkür etmek istiyorum ilk olarak. "AYÇA"

Neden mi çünkü benim bu blogu oluşturmamdaki en önemli sebeplerden biri de o. Tabiki bir de "ERİNCİK"

Onun blogunda yaptığı harika şeyleri görünce bende neden blog oluşturmuyorum ki oğluma dedim. ileri de ona hatıra kalır. baktıkça annesini hatırlar dedim. zaten çalışıyorum pek fazla ilgilenemiyorum en azından annem bana uğraşıp bunu yapmış desin...

akşam imkanım olursa daha uzun yazacağım. şimdilik sevgiler...

18:22



işte bu benim oğluşum yazılara yarın geçeceğim. hoşçakalın...

18:19

BLOGLAR ALEMİNE GİRİŞ

Herkese merhaba.......

bloglar almine sonunda hayırlısı ile giriş yapabildim. sizlerle çok paylaşımlar yapabileceğimize inanıyorum. biraz acemiyim henüz bu konuda ama inşallah yavaş yavaş öğreneceğim. biraz yol katetmem lazım.