17:02

EL ÖRGÜSÜ BEBEK KIYAFETLERİ


Bu örgü kıyafetler annemin ve benim birlikte ördüğümüz ( Arda daha doğmadan önce ) örgüler. Yeni bişeyler örmek isteyenlere fikir olur belki. Daha Arda doğmadan önce öyle çok özeniyorduk ki annemle böyle şeyler yapmaya. Sanki doğacak ve yetişmeyecek gibi bir sürü şey ördük. Bunlar bir kısmı, diğerlerini de bir ara eklerim. Yazın tabi çalışmıyordum ve örgü örmeye vaktim vardı, şimdi ise akşamları bir yarım saatim de kendime kalsa da dinlensem diye bakıyorum. Neyse bir gün bende uzun uzun tatil yapar ve dinlenirim herhalde. Yeter ki sağlık yerinde olsun....
Posted by Picasa

13:38

UYKU DÜZENİNE GEÇİŞ

Uyku alışkanlığımız konusunda Devrim ' in hatırlatması ile bir iki not ve yaşadıklarımızı yazmak istedim. Hem denemek isteyen olursa tecrübe olur, hem de unutulmaz benim için de hatıra kalır. Her çocukta aynı etkiyi göstermeyebilir belki ama bu benim tecrübem belki işe yarar. Arda 4 aylık olana kadar hep kendi kendine uyudu. Yüz üstü yatmayı çok severdi, yatırırdım nerede olursa olsun kendi kendine uyurdu bu dört ay böyle devam etti. Sallamayacağım diye direttim hep. Sonra 4 aydan sonra bişey oldu neden bilmiyorum bir anda kendi kendine uyumamaya başladı. Bende o dönemde ayağımda salladım mecburen uyutmak için. Sonra bir süre böyle devam etti. O dönem geceleri 2 kere kalkıyordu. Altı aylıık olana kadar yine çok iyiydi uyku düzeni. Altı ay bitti ben işe başladım geceleri uyutamaz oldum. Her zaman saat 10-11 gibi uyuyan çocuk 12-1 lere kadar beni çileden çıkartmaya başladı. Her akşam ağlıyordum ben ne kadar dayanacağım böyle üç saat ayakta salamaya diye. Tabi bu dönem ardanın diş çıkarma dönemine de denk gelince uykuları daha da düzensizleşti. Yani 8-9-10 aylık döneminde ben çok çektim bu uyku sorunundan. Gecede 1 saatte bir kalkıyordu ve ben de kafayı yiyordum. Daha sonra 10 aydan sonra ilk dişi çıkınca dedim ki tamam artık bu çocuk artık rahatladı uyku da bir düzen tutturmak şart artık. nasıl yapalım diye düşündüm çok. Kendime göre hiç bir dayanağım olmadan bir yöntem geliştirdim. Deneme yanılma yolu ile yani. Sallamadan kendi kendine uyuması için bu çocuğa önce güven lazım diye düşündüm. 10,5 - 11 aylık falandı tahminen o dönemde. Saat 09:00- 09:30 olduğunda aldım kendi yatağıma. Önce tabi uykuya hazırlık var. Alt değiştirme, pijamalarını giydirme, sütünü içirme v.s bunlar her gün aynı sırada rutin olarak yaptım. Sonra odanın ışığını kapatıp ben de yanına yattım ve döne döne kendi kendine uyuması için ona izin verdim.Düşmemesi için de kolladım. İlk günler tabi biraz zorladı beni, 10-15 dakika kadar huzursuzluk yapıp mızlayıp döne döne yorulunca uyuyordu. Bazı zamanlar çok huysuzlandığı da oluyordu. Fakat yılmadım hiç ayağımda sallamadım. Tabi bu yöntemleri uygularken diş dönemine gelmemesine dikkat etmek gerek. Çünkü bebekler bu dönemde hiç bir şey konusunda zorlanmamalı bence. Ben o dönemlerde oldukça rahatlatmaya çalışıyorum oğlumu. Hiç zorlamadan... Daha sonra 10-15 gün bu şekilde kendi kendine uyumayı öğrenince artık beşiğine koymanın vaktidir dedim. Tabi 2-3 gün bunu da kabul etmedi. Ağladı, mızladı, fazla üzmeden yanına oturup beşikte uyumasını sağladım. Yani her anne kendi bebeğine göre bir yöntem geliştirebilir. Sonra artık beşiğine yatırıp iyi geceler oğlum deyip öpüp onu rahatlatıp odanın ışığını kapatıp, kapısını çekip çıkıyorum odasından uyuyor kendi kendine. Odanın kapısını çekmemdeki amaç bebekler uyuma aşamasında en ufak bir tıkırtıdan rahatsız olup irkiliyorlar. Bende doğal olarak işten gelmiş ve ev işleri yapacak oluyorum ona ses gitmesin diye kapıyı çekiyorum.
Şimdilik bu şekilde devam ediyoruz. O da huzurlu uyuyor ben de rahat ediyorum. Önceden geceleri bir kere kalkıp 150 cc. süt içiyordu. Şimdi onu da içmiyor. Gece yatırırken sütünü içiriyorum, Bir de sabah kalkınca içiyor. Sabaha kadar aralıksız uyuyor inşallah böyle devam eder.... Bu ara çok iyiyiz yani!!!

14:42


Bu gün hava çok güzel. Bir kaç gün soğuklarla boğuştuktan sonra yine bahar geldi galiba ve bu da bana huzur veriyor. Eskilerden bir resim koymak istedim bu gün ruh halimi yansıtan. Bir boğaz gezisinden kalma hatıralar. Uzun zaman oldu böyle yerleri bu güzellikleri dolaşmayalı. İnşallah bu yaz biraz daha eski halime dönebilirim. Bu sefer küçük yumurcağımla tabi...
Oğluşum artık tam bir küçük adam oldu. Bir yaşını doldurmasıyla birlikte üçüncü dişi de kendini gösterdi. Bir kaç gün bayağı huysuzdu. Kendini yerden yere attı ama şükür dün diş patlamış ve oğlumun huyu da aynen eski haline döndü. Dün gece melekler gibi uyudu. Yatmadan önce bir de banyo yaptırdım. Sabaha kadar deliksiz uyudu. Bu alışkanlığı ona bir yaşında kazandırabildiğim için çok mutlu ve huzurluyum. Akşamları saat dokuzu geçmeden koyuyorum beşiğine, odasına 10 dakikada kendi kendine uyuyor. Ve sabah dokuza kadar ( maşaallah : ) ) Uyku problemimiz on aylıktan beri yoktu zaten ama şimdi tam anlamı ile oturdu allaha şükür.
Yürümeyi de biraz ilerletti. Dışarıyı çok seviyor her çocuk gibi akşam eve girmek istenmiyor. Zorla eve sokuyorum. Bacakları dışarıya doğru gidiyor hep. Eve gidince başlıyor hemen "hadi hadi didelim didelim" yapışıyor eteğime "hadi enne hadi enne didelim" bu arada yavaş yavaş cümle kurmaya başladı derdini kolay anlatabiliyor artık. Hadi oğlum bıcı bıcı yapalım deyince hemen başlıyor " hadi gıcı gıcı ". Banyo aklına bir düşmeye görsün hemen elimden tutup beni banyonun kapısına götürüyor. Artık yaz da geliyor daha sık yıkayacağım. Çok mutlu oluyor çünkü onu öyle görünce bende mutlu oluyorum. Bu günlük benden bu kadar işlerimi bitirip bir an önce eve gideceğim bu gün....
Posted by Picasa

11:20

YUH YANİ YUUUH!

Dün akşam resmen cinnet geçirtecek derecede sinirlerimi bozacak bişey oldu. İnsanları zaten anlayamıyordum, şimdi daha da anlayamamaya başladım. Bu kadar yuh dedirtecek bişey de hiç yaşamamıştım bir iki gün öncesine kadar.

Yaklaşık bir senedir camımın alt tarafında bulunan demire motorsiklet bağlıyor üst komşum ve orada da benim çamaşır ipim var. Girişte oturduğumdan başka asacak yerim yok. Mutfak camımın önüne çamaşır ipi yaptırdım oraya asıyorum. kış nedeni ile çamaşırları evde çamaşırlıkta kurutuyordum bu güne kadar sesimi çıkartmadım . Gerçi bir kere eşim söylemişti ama başka bağlayacağım demir yok deyince neyse boşver demiştik. Ama başka gıcık bir olay buna eşlik edince artık dayanamadım bu olay da tam zaten benim havaların ısınması nedeni ile dışarı çamaşır asmaya başlayacağım günlere denk geldi. Gerçi çamaşır asmasam da böyle bir denyoluğa izin veremezdim ya keşke o gün sinirlerime hakim olup aklıma gelseydi de bir de fotoğraf çekseydim. Görseydiniz.

İnanmayacaksınız belki ama sanki mutfak camımın altına bağladığı motoru yetmezmiş gibi, hemen yanındaki salonumun camının altına da tam ipe denk gelecek şekilde traktörünü yerleştirmez mi? Çıldırdım yaaaa! Yok böyle bişey. Köydemiyiz biz , İstanbulun göbeğinde yaşıyoruz. Adam sebze işi ile uğraşıyor, tamam gayet normal de benim camımın altından başka yer kalmadı mı koca traktörü koyacak. Cinnet geçirdim saat geç olmuştu. Ertesi gün motor yine oradaydı çıktım yukarı makine de çamaşırlarım bekliyor alır mısınız motoru oradan diye gayet sakin bir şekilde rica ettim. Aradan 2-3 saat geçti hareket yok. yine saat geç oldu ertesi günü bekledim.

Dün ise artık yakaladım ve dayanamadım. Geldi motoru çözüp alıp gitmek için camın altına. Dedim ki bak ben buraya çamaşır asıyorum ipim burada görüyorsun neden bu motoru buraya koyuyorsun. başka demir yokmuş bağlayacağı da bilmem ne bisürü şey söyledi. En sonunda açtım ağzımı yumdum gözümü tahmin edersiniz. Bu motor bir daha buraya gelirse dedim ne bulursam mutfakta çöp olarak dökerim üstüne haberin olsun dedim. insanlar beni çok mu mazlum görüyorlar ne yapıyorlar, etliye sütlüye karışmam diye anlamıyorum. Bıktım böyle patavatsız ne yaptığından haberi olmayan insanlardan . Susmak yok artık böyle karar aldım. Dişe diş kana kan : ))))

11:23

PAZARTESİ VE PAZAR YORGUNLUĞU : )

Aslında normal şartlarda pazar günleri dinlenmek içindir fakat ben genelde pazar günleri daha çok yoruluyorum. Ev işleri o kadar birikiyor ki üstelik hafta içi bir sürü şeyi yapıp hafta sonuna iş kalmasın diye uğraştığım halde. Sabah yataktan kalktım ve akşama kadar hiç ama hiç oturmadım. Hatta bir ara isyan ettim nereye kadar bu böyle gider diye. Arda üst dişlerini çıkartması sebebi ile oldukça huysuz. Kendini oradan oraya atıp durdu dün. Ne oyuncak oynadı ne başka bişey yaptı. Sürekli ağladı. Hem de çığlık ata ata.

Zor ve yorucu bir gündü yani. Market alışverişi yapacaktım. O da kaldı o kadar yoruldum ki onu da bu güne bıraktım. Bu günde işlerden halim kalırsa yaparım artık. İşlerim biraz daha hafifledi sanki işyerinde bu günlerde. Daha doğrusu bu günlerde ben daha az sıkıyorum kendim. Yoruldum çünkü...

Uzun zamandır bir bel ağrısı var bende. Doktora gitmeyi de ihmal ediyorum. Ne zaman gideceğim bakalım. Biraz daha ihmal edersem önemli değilse bile önemli olacak belki de. Hamilelikten kaldı bu ağrı bende. Çünkü hamileliğin son aylarında aynı bölgede aynı ağrıları aynen yaşamıştım. Tekrarladı gibi geliyor. Neyse yorucu bir hafta daha başladı sanki bir önceki bitmişmiydi ki. Bitmiş olması için biraz da olsa dinlenmesi lazım bence insanın........

22:25

İLK YAŞ VE İLK YÜRÜYÜŞ : ))

Uzun zaman ara verdim. Neden bilmiyorum, içimden gelmedi işte yazmak hem de biraz yoğun günler geçirdim. Sıkıldım, çalışmaktan, binlerce yere parçalanmaktan, yüzlerce şey düşünmekten artık çok yoruldum. Biraz daha iyi sayılırım bir kaç gündür ve artık yazarak hem içimi dökmeye hem de rahatlamaya karar verdim.

İlk olarak bir önceki yazımda oyun grubundan bahsetmiştim. Onunla ilgili bişeyler yazayım. Yarım kalmış gibi oldu çünkü. anlatacağım dedim anlatamadım bir türlü. İlk buluşmada Erin, Marcello, Kerem ve Arda 4 lüsü oynadılar. Kerem doktor kontrolünden biraz geç geldi ve yolda uyuduğundan son yarim saati onunla beraber geçirebildik. İlk gün tanışma ilşe geçti zaten hem bebekler hem de biz birbirimizi tanıdık.

Sonraki buluşma için yine ben bir süre ara verdim bazı terslikler yüzünden. Sonra iki üç hafta sonra ayçadaydık. Farklı olarak Aslan vardı bu sefer aramızda. Yine güzel bir gün geçirdik. benim için her ne kadar yol biraz uzun ve yorucu olsa da güzel bir gündü.

Şimdi asıl yazının konusu ve gecikmeli bir yazı da olsa Arda'm bitanem bal böcüğüm 13 Mart perşembe günü 1 yaşını doldurdu. Ve artık gözüme bir bebek değil de bir çocuk gibi görünüyor. Her geçen gün daha farklılaşıyor. Doğum gününü evde annemlerle birlikte sade bir şekilde kutlamayı tercih ettim. Pastasını kendim yaptım. İşte pastanın resmi .


İş sonrası eve gelipte yaptığımdan pek fazla ayrıntı ile uğraşamadım fakat yine de el emeğimlşe yapıldığından oğlum için çok önemli olacağını düşündüm. İleride bakıpta mutlu olur diye düşündüm. İlave olarak yaptıklarım ise ıspanaklı börek, makarna salatası, yoğurtlu patates topları ve hazır aldığım kurabiyeler.


İşte böyle..... Güzel bir doğum günü geçirdik. Ardanın tam 4 adet arabası daha oldu çünkü anlaşmış gibi babası, ben abim ve küçük kardeşim araba aldı hediye olarak. Anne annesi de 2 adet eşofman takımı almış. Arda özellikle babasının aldığı arabaya bayıldı. Araba müzik eşliğinde kendi kendine dönüyor ve arada bir durup kapılarını açıp kapatıyor. Bu ardanın ilk bu kadar çok sevdiği ve ilgilendiği oyuncağı oldu. Gece boyunca elinden hiç bırakmadı. Özellikle de müziğine bayılıyor. Bir de müzikli harket eden ışıklı bir balık almış babası ama ondan biraz korktu, şimdilik kaldırdık. Daha sonra vereceğim.

Bu arada ilk verilmesi gereken müjdeyi en son verdim galiba. Arda bu gün yani 22 mart 2008 tarihinde yürüdü. 2 - 3 gündür bağımsız adımlar atıyordu zaten ama artık bayağı yürümeye başladı. Henüz biraz dengesiz yürüyor ama 2- 3 metre kadar düşmeden gidebiliyor sonra pat yere bir haftaya kadar kendini daha fazlşa geliştirir diye düşünüyorum. En çok istediğim şey de oğlumun ilk adımlarını görmekti. Allahım hep gönlüme göre veriyor. Yine ilk benim yanımda yürüdü. İlk dişini de ben farketmiştim zaten. İlklerini göremeyeceğim diye çok üzülüyordum ama oldu işte. Daha nice ilkleri beraber yaşarız inşallah.

Yumurcak bu ara kendine göre bir dil geliştirmiş. Yazmak mümkün değil. Kendi kendine ağzında bişeyler geveliyor. Anlaşılmıyor ama bunu daha çok bişey istediği zaman falan yapıyor laf anlatmaya çalışıyor. Ellerini falan da uzatarak. Bayılıyorum o hallerine. Bu ara zaten çok özlemeye başladım. Yarın tam gün birlikte olacağız inşallah verimli ve güzel bir gün olur bizim için.

Herkese çok çok sevgiler....